SAKARYA (AA) – Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Böbrek Nakli Merkezi Lideri Doç. Dr. Hamad Dheir, böbrek sıhhati için günlük tuz tüketim ölçüsünün bir çay kaşığını (2 gram) geçmemesi gerektiğini bildirdi.
Dheir, 10 Mart Dünya Böbrek Günü ötürüsıyla yaptığı açıklamada, böbreklerin tükettikleri yiyecek ve içeceklerdeki ziyanlı unsurları bedenden atmak için 7 gün 24 saat çalıştığını, bununla birlikte D vitamini üzere yararlı hususları de sentezlediğini belirtti.
Sağlıklı bir insanın böbreklerinin 24 saatte bedende dolaşan 180 litre kanı filtre ederek temizlediğini ve ortalama 1,5 litreyi idrar biçiminde atık olarak bedenden attığını aktaran Dheir, böbreklerin bir öbür değerli işlevin ise kan basıncını denetim etmek olduğunu kaydetti.
Tüketilen tuz ölçüsünün kıymetli olduğuna işaret eden Dheir, şöyleki devam etti:
“Günde 2 gram, yani bir çay kaşığı kadar tuzdan fazlası böbreklerimiz için ziyanlı. Ülkemizde maalesef tuz tüketimi günlük ortalama 15 gram civarında. Böbreklerimiz fazla alınan tuzu bedenden atmaya çalışıyor, bu yüzden tuz tüketimini mümkün pek azaltmamız gerekiyor. Konut salçaları, turşular, peynirler, yemeklere kattığımız tuz ölçüsü hepsi tuz tüketimini artırıyor. Çok tuz kullanması da fazlaca önemli tansiyon sorunu yaratacak biçimde kan basıncımızı yükseltiyor. Bu, uzun vadede 50’li yaşlarda her iki bireyden birinin tansiyon hastası olması manasına geliyor.”
Dheir, kalıcı böbrek yetmezliğinin en kıymetli niçinlerinden birinin de diyabetten daha sonra hipertansiyon hastalığı olduğuna dikkati çekerek, “Bunlar önlenebilir rahatsızlıklardır. Ömür biçimi dediğimiz sağlıklı beslenme, hareket odaklı hayat ve tuz tüketimini sınırladığınızda diyabet ve hipertansiyon riskini değerli ölçüde azaltarak böbreklerimizi koruyabiliriz.” sözünü kullandı.
Türkiye’de yapılan çalışmalarda 7 bireyden birinde kronik böbrek yetmezliğinin görüldüğünü, bunun önemli bir sorun olduğunu anlatan Dheir, “Aşırı tuz tüketmeyen biri ile tuz tüketimi fazla olan birinin su tüketmesi de farklıdır. Çok su tüketmek böbrek sıhhati için kıymetli değildir. Susadıkça su gereksinimimizi karşılarız. Böbreklerde taş var ise natürel ki bu biçimde su tüketimi günlük 3-4 litreleri bile bulabilir. Tuzu, şekeri sınırlamış birinin su tüketimi ile sınırlamamış birinin su tüketimi farklıdır. Genetik yatkınlıklar ve hastalıkları saymazsak sağlıklı beslenerek, su içerek, idman yaparak, sigara ve alkol tüketmeyerek sağlıklı bir biçimde böbreklerimizi en düzgün biçimde kullanabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
AA / Emre Ayvaz – Sıhhat
Dheir, 10 Mart Dünya Böbrek Günü ötürüsıyla yaptığı açıklamada, böbreklerin tükettikleri yiyecek ve içeceklerdeki ziyanlı unsurları bedenden atmak için 7 gün 24 saat çalıştığını, bununla birlikte D vitamini üzere yararlı hususları de sentezlediğini belirtti.
Sağlıklı bir insanın böbreklerinin 24 saatte bedende dolaşan 180 litre kanı filtre ederek temizlediğini ve ortalama 1,5 litreyi idrar biçiminde atık olarak bedenden attığını aktaran Dheir, böbreklerin bir öbür değerli işlevin ise kan basıncını denetim etmek olduğunu kaydetti.
Tüketilen tuz ölçüsünün kıymetli olduğuna işaret eden Dheir, şöyleki devam etti:
“Günde 2 gram, yani bir çay kaşığı kadar tuzdan fazlası böbreklerimiz için ziyanlı. Ülkemizde maalesef tuz tüketimi günlük ortalama 15 gram civarında. Böbreklerimiz fazla alınan tuzu bedenden atmaya çalışıyor, bu yüzden tuz tüketimini mümkün pek azaltmamız gerekiyor. Konut salçaları, turşular, peynirler, yemeklere kattığımız tuz ölçüsü hepsi tuz tüketimini artırıyor. Çok tuz kullanması da fazlaca önemli tansiyon sorunu yaratacak biçimde kan basıncımızı yükseltiyor. Bu, uzun vadede 50’li yaşlarda her iki bireyden birinin tansiyon hastası olması manasına geliyor.”
Dheir, kalıcı böbrek yetmezliğinin en kıymetli niçinlerinden birinin de diyabetten daha sonra hipertansiyon hastalığı olduğuna dikkati çekerek, “Bunlar önlenebilir rahatsızlıklardır. Ömür biçimi dediğimiz sağlıklı beslenme, hareket odaklı hayat ve tuz tüketimini sınırladığınızda diyabet ve hipertansiyon riskini değerli ölçüde azaltarak böbreklerimizi koruyabiliriz.” sözünü kullandı.
Türkiye’de yapılan çalışmalarda 7 bireyden birinde kronik böbrek yetmezliğinin görüldüğünü, bunun önemli bir sorun olduğunu anlatan Dheir, “Aşırı tuz tüketmeyen biri ile tuz tüketimi fazla olan birinin su tüketmesi de farklıdır. Çok su tüketmek böbrek sıhhati için kıymetli değildir. Susadıkça su gereksinimimizi karşılarız. Böbreklerde taş var ise natürel ki bu biçimde su tüketimi günlük 3-4 litreleri bile bulabilir. Tuzu, şekeri sınırlamış birinin su tüketimi ile sınırlamamış birinin su tüketimi farklıdır. Genetik yatkınlıklar ve hastalıkları saymazsak sağlıklı beslenerek, su içerek, idman yaparak, sigara ve alkol tüketmeyerek sağlıklı bir biçimde böbreklerimizi en düzgün biçimde kullanabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
AA / Emre Ayvaz – Sıhhat