Bengu
New member
Çocuklarda Dürtüsellik Ne Zaman Geçer? Bir Yolculuk!
Herkese merhaba!
Bugün, çocukların içindeki küçük "patlayan enerji bombaları"nın ve "şu an ne olursa olsun hemen!" anlarının ne zaman geçeceğini anlamaya çalışacağız. Hepimizin bir çocukluk anısı vardır, değil mi? O çocukluk anlarında, her şeyin "hemen şimdi!" olmasını isteyen, sabırsızlıkla dolu, "ne zaman büyüyeceğim?" diye hayal kuran bir çocuk… Evet, bu yazımızın kahramanları işte bunlar. Ama bu dürtüsellik ne zaman geçer? Gelin, birlikte keşfedelim!
Çocuklar neden bu kadar dürtüsel olabilir? Belki de çocuk olmanın gerekliliğidir bu. Gerçekten hepimizin bir zamanlar geçtiği ama bazen unuttuğumuz o evre… Dürtüsellik, çocuğun gelişiminin bir parçası. Peki, bu "hemen yapma" duygusu ne zaman ve nasıl evrilir? Hadi bir bakış atalım.
Bölüm 1: Dürtüsellik Nedir ve Neden Olur?
Dürtüsellik, bir şeyin hemen yapılması gerektiğine duyulan güçlü bir iç güdüdür. Çocuklarda bu durum oldukça yaygındır. Çünkü beynin, özellikle de prefrontal korteksin gelişimi, henüz tamamlanmamıştır. Yani, çocuklar, bir şey istediklerinde, bu şeyi hemen almak isterler. Sabırsızlık, karar vermekte zorlanma ve bir eylemin sonucu hakkında düşünmeden hareket etme gibi durumlar, bu dürtüselliğin belirtilerindendir.
Aslında çocuklarda dürtüsellik, beyinlerinin henüz gelişen kısımlarının bir sonucu. Çocuklar bu noktada dünyayı keşfetmeye çalışırken, her şeyin hızlı ve anlık olması gerektiğini hissediyorlar. Anlık hazlar, onlara dünyayı tanımanın en temel yolu gibi geliyor. Ama ya bu dürtüsellik ne zaman geçer?
Bölüm 2: Erkeklerin Bakış Açısı: Hedefe Ulaşmak İçin Sabırlı Olmak
Bir erkek olarak, dürtüsellik konusunda oldukça pratik bir bakış açım var. Çocukken "hemen" diyen biri olarak, şimdi bu durumun gelişimsel bir aşama olduğunu daha iyi anlıyorum. Dürtüsellik, aslında bir strateji gerektiriyor. Çocukların, başkalarına göre bazen biraz daha dürtüsel hareket etmesi, daha çok denemek, hata yapmak ve nihayetinde öğrenmek için bir fırsat.
Peki, ne zaman geçer? Bilimsel verilere baktığımızda, çocuklar yaklaşık 7-8 yaşlarına geldiğinde, beynin prefrontal korteksi daha fazla gelişiyor ve karar vermede daha dikkatli olmaya başlıyorlar. Yani, dürtüsellik, bir anlamda bir "olgunlaşma süreci"dir. Çocuklar daha sabırlı olmayı, başkalarının fikirlerine saygı duymayı ve dolayısıyla daha az dürtüsel davranmayı öğreniyorlar. Bu, stratejik bir süreç; sabır ve planlı düşünme, sonunda onlara daha faydalı bir beceri kazandırıyor.
Ancak, erkeklerin çoğu, strateji ve sonuç odaklı olduklarından, bu geçişi çoğu zaman "ne zaman bitecek?" diye sorgulamadan gözlemler. Sabır, sonunda doğru adımlar atmayı ve hedefe ulaşmayı sağlıyor.
Bölüm 3: Kadınların Bakış Açısı: Empati ve İlişkilerde Sabır
Kadınlar ise bu konuda daha empatik bir bakış açısına sahiptir. Dürtüselliğin, çocukların içsel dünyalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu söylerken, "Bu, onların duygusal ihtiyaçlarıyla ilgili bir şey!" diye de eklerler. Çocuklar dürtüsel olduklarında, aslında birçok duygusal gereksinimlerini karşıladıkları bir dönemdedirler. Bu dürtüsellik, bazen aile içindeki duygusal ilişkiyi anlamalarına da bir işarettir.
Örneğin, bir çocuğun "şimdi bunu yapmalıyım" dediği anlarda, çocuk o anda sahip olduğu bir içsel dürtüye tepki verir. Bu noktada, kadınlar genellikle "Çocuklar neden sabırlı olamıyor?" sorusunu sadece davranışsal değil, duygusal bir bağlamda ele alırlar. Onlar için bu dürtüsellik, çocuğun duygusal dünyasında bir şeylerin oturmaya başlaması gerektiğinin bir işaretidir. Çocuğun duygusal olarak bir "şey" istemesi ve bu isteği hemen yerine getirme dürtüsü, bir anlamda çocuğun çevresine olan duygusal bağlılığını ifade eder.
Kadınlar, çocuğun neden dürtüsel davrandığını, onları nasıl daha iyi anlayabileceğimizi ve duygusal gelişimlerinde onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi derinlemesine tartışırlar. Empati kurarak, onları doğru yönlendirmeye çalışırlar. "Çocuk, senin de sabırlı olman gerekiyor," demek yerine, "Biraz sabır gösterirsen, sonrasındaki tatmin daha büyük olur," diyerek daha sakin ve anlayışlı bir yaklaşım sergilerler.
Bölüm 4: Çocuklarda Dürtüsellik Ne Zaman Geçer?
Peki, tüm bu teoriler ışığında çocuklardaki dürtüsellik gerçekten ne zaman geçer? Bilimsel olarak, bu süreç genellikle 7-8 yaşlarında başlar, ancak her çocuk farklıdır. Sosyoekonomik faktörler, aile yapısı ve çevresel etkiler de bu sürecin hızını değiştirebilir. Bazı çocuklar, daha erken yaşlarda daha sabırlı olabilirken, diğerleri bu evreyi biraz daha geç atlatabilir.
Özetle, dürtüsellik zamanla geçer. Çocuklar büyüdükçe, başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmayı ve dünyayı daha mantıklı bir şekilde anlamayı öğrenirler. Fakat, sabırlı ve güvenli bir ortamda büyüyen çocukların dürtüselliklerinin azalması daha hızlı olabilir.
Bölüm 5: Tartışmaya Açık Soru: Dürtüsellik Bir Gereklilik Mi?
Şimdi, hep birlikte tartışalım! Sizce dürtüsellik, çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesi için gerekli bir aşama mı? Yoksa bu süreç daha erken mi kontrol altına alınmalı? Çocukların her şeyin hemen olmasını istemesinin bir anlamı var mı, yoksa bu sadece sabır eksikliği mi?
Hadi, fikirlerinizi paylaşın!
Herkese merhaba!

Bugün, çocukların içindeki küçük "patlayan enerji bombaları"nın ve "şu an ne olursa olsun hemen!" anlarının ne zaman geçeceğini anlamaya çalışacağız. Hepimizin bir çocukluk anısı vardır, değil mi? O çocukluk anlarında, her şeyin "hemen şimdi!" olmasını isteyen, sabırsızlıkla dolu, "ne zaman büyüyeceğim?" diye hayal kuran bir çocuk… Evet, bu yazımızın kahramanları işte bunlar. Ama bu dürtüsellik ne zaman geçer? Gelin, birlikte keşfedelim!
Çocuklar neden bu kadar dürtüsel olabilir? Belki de çocuk olmanın gerekliliğidir bu. Gerçekten hepimizin bir zamanlar geçtiği ama bazen unuttuğumuz o evre… Dürtüsellik, çocuğun gelişiminin bir parçası. Peki, bu "hemen yapma" duygusu ne zaman ve nasıl evrilir? Hadi bir bakış atalım.
Bölüm 1: Dürtüsellik Nedir ve Neden Olur?
Dürtüsellik, bir şeyin hemen yapılması gerektiğine duyulan güçlü bir iç güdüdür. Çocuklarda bu durum oldukça yaygındır. Çünkü beynin, özellikle de prefrontal korteksin gelişimi, henüz tamamlanmamıştır. Yani, çocuklar, bir şey istediklerinde, bu şeyi hemen almak isterler. Sabırsızlık, karar vermekte zorlanma ve bir eylemin sonucu hakkında düşünmeden hareket etme gibi durumlar, bu dürtüselliğin belirtilerindendir.
Aslında çocuklarda dürtüsellik, beyinlerinin henüz gelişen kısımlarının bir sonucu. Çocuklar bu noktada dünyayı keşfetmeye çalışırken, her şeyin hızlı ve anlık olması gerektiğini hissediyorlar. Anlık hazlar, onlara dünyayı tanımanın en temel yolu gibi geliyor. Ama ya bu dürtüsellik ne zaman geçer?
Bölüm 2: Erkeklerin Bakış Açısı: Hedefe Ulaşmak İçin Sabırlı Olmak
Bir erkek olarak, dürtüsellik konusunda oldukça pratik bir bakış açım var. Çocukken "hemen" diyen biri olarak, şimdi bu durumun gelişimsel bir aşama olduğunu daha iyi anlıyorum. Dürtüsellik, aslında bir strateji gerektiriyor. Çocukların, başkalarına göre bazen biraz daha dürtüsel hareket etmesi, daha çok denemek, hata yapmak ve nihayetinde öğrenmek için bir fırsat.
Peki, ne zaman geçer? Bilimsel verilere baktığımızda, çocuklar yaklaşık 7-8 yaşlarına geldiğinde, beynin prefrontal korteksi daha fazla gelişiyor ve karar vermede daha dikkatli olmaya başlıyorlar. Yani, dürtüsellik, bir anlamda bir "olgunlaşma süreci"dir. Çocuklar daha sabırlı olmayı, başkalarının fikirlerine saygı duymayı ve dolayısıyla daha az dürtüsel davranmayı öğreniyorlar. Bu, stratejik bir süreç; sabır ve planlı düşünme, sonunda onlara daha faydalı bir beceri kazandırıyor.
Ancak, erkeklerin çoğu, strateji ve sonuç odaklı olduklarından, bu geçişi çoğu zaman "ne zaman bitecek?" diye sorgulamadan gözlemler. Sabır, sonunda doğru adımlar atmayı ve hedefe ulaşmayı sağlıyor.
Bölüm 3: Kadınların Bakış Açısı: Empati ve İlişkilerde Sabır
Kadınlar ise bu konuda daha empatik bir bakış açısına sahiptir. Dürtüselliğin, çocukların içsel dünyalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu söylerken, "Bu, onların duygusal ihtiyaçlarıyla ilgili bir şey!" diye de eklerler. Çocuklar dürtüsel olduklarında, aslında birçok duygusal gereksinimlerini karşıladıkları bir dönemdedirler. Bu dürtüsellik, bazen aile içindeki duygusal ilişkiyi anlamalarına da bir işarettir.
Örneğin, bir çocuğun "şimdi bunu yapmalıyım" dediği anlarda, çocuk o anda sahip olduğu bir içsel dürtüye tepki verir. Bu noktada, kadınlar genellikle "Çocuklar neden sabırlı olamıyor?" sorusunu sadece davranışsal değil, duygusal bir bağlamda ele alırlar. Onlar için bu dürtüsellik, çocuğun duygusal dünyasında bir şeylerin oturmaya başlaması gerektiğinin bir işaretidir. Çocuğun duygusal olarak bir "şey" istemesi ve bu isteği hemen yerine getirme dürtüsü, bir anlamda çocuğun çevresine olan duygusal bağlılığını ifade eder.
Kadınlar, çocuğun neden dürtüsel davrandığını, onları nasıl daha iyi anlayabileceğimizi ve duygusal gelişimlerinde onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi derinlemesine tartışırlar. Empati kurarak, onları doğru yönlendirmeye çalışırlar. "Çocuk, senin de sabırlı olman gerekiyor," demek yerine, "Biraz sabır gösterirsen, sonrasındaki tatmin daha büyük olur," diyerek daha sakin ve anlayışlı bir yaklaşım sergilerler.
Bölüm 4: Çocuklarda Dürtüsellik Ne Zaman Geçer?
Peki, tüm bu teoriler ışığında çocuklardaki dürtüsellik gerçekten ne zaman geçer? Bilimsel olarak, bu süreç genellikle 7-8 yaşlarında başlar, ancak her çocuk farklıdır. Sosyoekonomik faktörler, aile yapısı ve çevresel etkiler de bu sürecin hızını değiştirebilir. Bazı çocuklar, daha erken yaşlarda daha sabırlı olabilirken, diğerleri bu evreyi biraz daha geç atlatabilir.
Özetle, dürtüsellik zamanla geçer. Çocuklar büyüdükçe, başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmayı ve dünyayı daha mantıklı bir şekilde anlamayı öğrenirler. Fakat, sabırlı ve güvenli bir ortamda büyüyen çocukların dürtüselliklerinin azalması daha hızlı olabilir.
Bölüm 5: Tartışmaya Açık Soru: Dürtüsellik Bir Gereklilik Mi?
Şimdi, hep birlikte tartışalım! Sizce dürtüsellik, çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesi için gerekli bir aşama mı? Yoksa bu süreç daha erken mi kontrol altına alınmalı? Çocukların her şeyin hemen olmasını istemesinin bir anlamı var mı, yoksa bu sadece sabır eksikliği mi?
Hadi, fikirlerinizi paylaşın!