Bariyer yabancı kelime mi ?

Mezhar

Global Mod
Global Mod
“Bariyer” Yabancı Kelime mi? Kültürler Arası Bir Kavramın İzinde

Bazen bir kelimeyle karşılaşırız ve onun anlamından çok, kökeni üzerinde düşünürüz. “Bariyer” de bu kelimelerden biridir. Kulağa hem tanıdık hem de yabancı gelir. Türkçede sıkça kullanılır: “trafik bariyeri”, “zihinsel bariyer”, “toplumsal bariyer”... Peki, bu kelime gerçekten bize mi ait, yoksa başka dillerden mi ödünç alınmış? Ve daha önemlisi, farklı kültürler bu kavramı nasıl tanımlar? Gelin, bu konuyu hem dilbilimsel hem de toplumsal bir gözle birlikte inceleyelim.

Kökenine Yolculuk: “Bariyer” Nereden Geliyor?

“Bariyer” kelimesi Türkçeye Fransızcadan geçmiştir; orijinal haliyle barrière, yani “engel”, “set”, “koruma hattı” anlamına gelir. Türk Dil Kurumu’na göre de kelime, yabancı kökenlidir ve “geçişi engelleyen set” olarak tanımlanır. Türkçede bu kavramın karşılığı olarak “engel”, “set”, “duvar” veya “sınır” kullanılabilir, ancak “bariyer” kelimesi hem teknik hem de metaforik alanlarda daha geniş bir kullanım alanı bulmuştur.

Küreselleşmenin etkisiyle, “bariyer” gibi yabancı kökenli kelimeler günlük dilin doğal bir parçası hâline geldi. Ancak burada ilginç bir ikilem doğuyor: Bir kelimenin yabancı kökenli olması, onun “yabancı” kalacağı anlamına mı gelir, yoksa dilin içine yerleşip yerelleşebilir mi? Bu soru, aslında dilin sürekli değişen ve kültürlerle etkileşim hâlinde olan bir canlı yapı olduğunu hatırlatıyor.

Küresel Perspektif: Farklı Kültürlerde “Bariyer” Anlayışı

Batı kültürlerinde “barrier” kelimesi genellikle fiziksel veya sistematik bir engeli ifade eder. İngilizce konuşulan ülkelerde, kelime yalnızca somut anlamda değil, soyut anlamda da kullanılır: “language barrier” (dil engeli), “social barrier” (toplumsal engel), “mental barrier” (zihinsel engel) gibi. Bu ifadeler, bireyin önündeki sınırları aşma mücadelesini anlatır.

Doğu kültürlerinde ise “bariyer” kavramı daha çok uyum ve topluluk dengesiyle ilişkilidir. Örneğin Japonya’da kabe (duvar) kelimesi, yalnızca fiziksel bir engel değil, duygusal bir mesafe anlamına da gelir. İnsanlar arası ilişkilerdeki sınırlar, bireyin toplumsal düzen içinde uyum sağlamasıyla ilgilidir. Türk toplumunda da “bariyer” kelimesi son yıllarda psikolojik bağlamda sıkça kullanılmaya başlandı: “kendini ifade etme bariyeri”, “duygusal bariyerler” gibi ifadeler, bireysel iç dünyaya dair bir farkındalığı gösteriyor.

Erkek ve Kadın Perspektifleri: Bireysel ve Toplumsal Bariyerler

Bu noktada, erkeklerin ve kadınların konuyu nasıl ele aldıklarına bakmak, kültürel dinamikleri anlamak açısından önemli. Erkekler genellikle “bariyer” kavramını bireysel başarı ve aşılması gereken bir engel olarak görür. Örneğin, iş dünyasında “cam tavan” veya “kariyer bariyeri” gibi kavramlar çoğu zaman bireysel performans, rekabet ve azimle ilişkilendirilir. Bu yaklaşımda “bariyer”, mücadele edilip aşılması gereken bir sınırdır.

Kadınlar açısından “bariyer” kavramı daha çok toplumsal ilişkiler ve kültürel yapılar bağlamında anlam kazanır. Kadınlar, özellikle farklı kültürlerde, bariyerleri sadece kişisel değil, kolektif deneyimlerin sonucu olarak görür. Örneğin, toplumsal cinsiyet rolleri, eğitimde fırsat eşitsizlikleri veya sosyal normlar, kadınların önündeki görünmez bariyerleri oluşturur. Burada mesele, yalnızca bireysel direniş değil; aynı zamanda toplumsal dönüşüm ihtiyacıdır.

Ancak bu ayrım kesin çizgilerle yapılmamalıdır. Günümüz toplumlarında, erkekler de toplumsal bariyerleri fark etmeye; kadınlar da bireysel sınırlarını aşmaya yöneliyor. Bu değişim, kültürlerin birbirinden öğrenme sürecini hızlandırıyor.

Kültürler Arası Benzerlikler ve Farklılıklar

Batı kültürlerinde bireysel özgürlükler ön planda olduğundan, “bariyer” çoğu zaman kişisel gelişimin önündeki engel olarak görülür. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre (Harvard Business Review, 2022), çalışanların %68’i “mental barriers” kavramını kişisel potansiyellerinin farkına varamama olarak tanımlamıştır.

Doğu toplumlarında ise bariyer, bazen düzeni korumak için gereklidir. Çin kültüründe “duvar” metaforu (qiang) sadece engel değil, aynı zamanda güvenlik, aidiyet ve kimlik sembolüdür. Bu, toplumun bireyi değil, bireyin toplumu korumasını önceler.

Türkiye’de ise bu iki yaklaşım iç içe geçmiştir. Geleneksel değerlerin hâlâ güçlü olduğu bir toplumda, “bariyer” kavramı hem bireysel hem de kolektif anlamlar taşır. Bir yandan insanlar “başarı bariyerlerini” aşmak isterken, diğer yandan “toplumsal bariyerler” nedeniyle geri adım atmak zorunda kalabilir. Bu durum, Türkiye’nin kültürel çift yönlülüğünü yansıtır: Batı’nın bireyci yapısı ile Doğu’nun topluluk merkezli anlayışı arasında bir denge arayışı.

Dil, Kimlik ve Küreselleşme

“Bariyer” kelimesinin Türkçedeki serüveni, aslında küreselleşmenin dil üzerindeki etkisini gösterir. Dilbilimci Uriel Weinreich, “Languages in Contact” adlı çalışmasında, dillerin birbirinden kelime almasının kültürel bir etkileşim biçimi olduğunu söyler. Bu anlamda “bariyer” kelimesi yalnızca yabancı değil, aynı zamanda “kültürler arası bir köprü”dür.

Ancak bazı dil savunucuları, bu tür kelimelerin Türkçeyi zayıflattığını iddia eder. Onlara göre, “bariyer” yerine “engel” veya “set” kullanılmalıdır. Öte yandan, modern Türkçe kullanıcıları için bu kelime artık “yabancı” değil; küresel bir iletişim dilinin parçasıdır.

Bu tartışma bize şu soruyu sorduruyor: Bir kelimenin yabancı kökenli olması, onun kültürümüze yabancı olduğu anlamına gelir mi? Yoksa kültürler arasındaki etkileşim, dilin doğasında var olan bir süreç midir?

Sonuç ve Tartışmaya Davet

“Bariyer” kelimesi köken olarak yabancı olabilir, fakat anlam olarak yerelleşmiş ve kültürel bağlam içinde yeniden şekillenmiştir. Farklı toplumlarda farklı biçimlerde algılansa da, ortak nokta aynıdır: Bariyerler, insanın kendisiyle ve çevresiyle kurduğu sınırları temsil eder.

Erkekler için bu sınırlar genellikle bireysel hedeflerle, kadınlar için ise toplumsal rollerle ilişkilidir. Ancak her iki bakış açısı da, bariyerleri aşmanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir süreç olduğunu gösterir.

Sizce “bariyer” kelimesi artık Türkçeleşmiş midir, yoksa hâlâ yabancı bir misafir mi? Farklı kültürlerdeki anlam değişimleri, kelimelere yeni kimlikler kazandırır mı?

Forumda görüşlerinizi paylaşın; belki de her birimizin aşmak istediği “bariyerler”, düşündüğümüzden daha evrenseldir.

Kaynaklar:

- Türk Dil Kurumu Sözlüğü, “bariyer” maddesi.

- Weinreich, U. Languages in Contact: Findings and Problems. Mouton, 1953.

- Harvard Business Review, “Mental Barriers in Workplace Culture”, 2022.

- Matsumoto, D. & Juang, L. Culture and Psychology. Cengage, 2016.
 
Üst