Anal Fissür Nedir?
Anal fissür anal bölgenin en sık hastalıklarından biridir. En karakteristik özelliği şiddetli anal ağrıya sebep olması ve taze kanama yapmasıdır. Dışkılamam sırasında bıçakla kesilir üzere ya da cam kesimi çıkıyormuş üzere ağrı yapabilir. Dışkı üzerinde taze kırmızı kan yahut dışkılamam daha sonrası damlama halinde taze kırmızı kan halinde kanama yapabilir. İlerleyen olgularda büyümüş deri katlantısı tipik bulgularındandır. Erken periyotta sıcak su banyosu ve birtakım ilaçlarlarla düzelsede kronikleştiğinde bu tedaviden yarar görülmez. Cerrahi tedavi yahut Botox enjeksiyonu ilerlemiş, kronikleşmiş hastalıkta tedavi sistemi olarak kullanılabilir.
Görülme sıklığı: Bilhassa orta yaş gurubunda sık görülür. Görülme sıklığı bu bölge hastalıklarını da doktora gitme oranını utanıldığı için düşük bulunmasına karşın son derece yüksek bulunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 200.000’in üzerinde yeni olay tespit edilmektedir. Bu oran ülkemize uyarlandığında yılda yaklaşık 60.000 yeni hadiseye denk gelmektedir(Madalinski MH. Identifying the best therapy for chronic anal fissure. World J Gastrointest Pharmacol Ther 2011; 2:9).
Anal Fissür Patogenez:
Anal kanalın distal kısmında artmış anal basınç daha sonrasında yahut kuvvetli dışkılamaya bağlı travmaya bağlı gelişebilir. Bu yırtılma/çatlak yenidenlayan anal ağrı, kanama ve anal spazm kısır döngüsüne niye olurak hastalığın kronikleşmesine niye olur. Hastaların %40’a yakını kronikleşen anal fissür hastalığına sahiptir. Çatlağın tabanında açıkta kalan internal sfinkter kası ağrıya ve kanamaya sebep olur. İç sfinkterde çok spazm kanlanmayı bozarak fissürün uygunlaşmasını pürüzler. Anal basınç sıklıkla anal fissürlü hastalarda sıhhat bireylere nazaran artmıştır.
Anal fissürlerin %90’ı yüzüstü durumda posteriordadır yani kuyruk sokumu kemiği tarafındadır. Lateral yani yanlarda yerleşen yahut birden çok olan fissürlerde Crohn hastalığı akılda tutulmalıdır (Stewart DB Sr, Gaertner W, Glasgow S, et al. Clinical Practice Guideline for the Management of Anal Fissures. Dis Colon Rectum 2017; 60:7. Lund JN, Scholefield JH. Aetiology and treatment of anal fissure. Br J Surg 1996; 83:1335.)
Anal Fissür Etiyoloji:
Anal fissür genelde anal travmaya yol açan kabızlık, ishal, vajinal doğum ve anal seks üzere sebeplere bağlı gelişebileceği üzere crohn, kanser, granulamatöz hastalıklara bağlı olarak da gelişebilir.
Anal Fissür Semptomlar:
Anal fissürün en tipik bulgusu dışkılama sırasından şiddetli ağrıdır. Ağrı tipik olarak yırtılır şekilde yahut
Primary chronic fissures, respond to medical management, while chronic fissures more often require surgical intervention [1,7,12,13]. The medical and surgical management of anal fissure is discussed in detail separately. (See ‘Anal fissure: Medical management’ and ‘Anal fissure: Surgical management’.)
Secondary fissures require a detailed evaluation for and treatment of the underlying condition causing them (eg, Crohn disease). Those conditions are discussed separately. (See ‘Perianal Crohn disease’ and ‘Cutaneous manifestations of tuberculosis’, section on ‘Metastatic tuberculous abscesses’.)
Anal fissür anal bölgenin en sık hastalıklarından biridir. En karakteristik özelliği şiddetli anal ağrıya sebep olması ve taze kanama yapmasıdır. Dışkılamam sırasında bıçakla kesilir üzere ya da cam kesimi çıkıyormuş üzere ağrı yapabilir. Dışkı üzerinde taze kırmızı kan yahut dışkılamam daha sonrası damlama halinde taze kırmızı kan halinde kanama yapabilir. İlerleyen olgularda büyümüş deri katlantısı tipik bulgularındandır. Erken periyotta sıcak su banyosu ve birtakım ilaçlarlarla düzelsede kronikleştiğinde bu tedaviden yarar görülmez. Cerrahi tedavi yahut Botox enjeksiyonu ilerlemiş, kronikleşmiş hastalıkta tedavi sistemi olarak kullanılabilir.
Görülme sıklığı: Bilhassa orta yaş gurubunda sık görülür. Görülme sıklığı bu bölge hastalıklarını da doktora gitme oranını utanıldığı için düşük bulunmasına karşın son derece yüksek bulunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 200.000’in üzerinde yeni olay tespit edilmektedir. Bu oran ülkemize uyarlandığında yılda yaklaşık 60.000 yeni hadiseye denk gelmektedir(Madalinski MH. Identifying the best therapy for chronic anal fissure. World J Gastrointest Pharmacol Ther 2011; 2:9).
Anal Fissür Patogenez:
Anal kanalın distal kısmında artmış anal basınç daha sonrasında yahut kuvvetli dışkılamaya bağlı travmaya bağlı gelişebilir. Bu yırtılma/çatlak yenidenlayan anal ağrı, kanama ve anal spazm kısır döngüsüne niye olurak hastalığın kronikleşmesine niye olur. Hastaların %40’a yakını kronikleşen anal fissür hastalığına sahiptir. Çatlağın tabanında açıkta kalan internal sfinkter kası ağrıya ve kanamaya sebep olur. İç sfinkterde çok spazm kanlanmayı bozarak fissürün uygunlaşmasını pürüzler. Anal basınç sıklıkla anal fissürlü hastalarda sıhhat bireylere nazaran artmıştır.
Anal fissürlerin %90’ı yüzüstü durumda posteriordadır yani kuyruk sokumu kemiği tarafındadır. Lateral yani yanlarda yerleşen yahut birden çok olan fissürlerde Crohn hastalığı akılda tutulmalıdır (Stewart DB Sr, Gaertner W, Glasgow S, et al. Clinical Practice Guideline for the Management of Anal Fissures. Dis Colon Rectum 2017; 60:7. Lund JN, Scholefield JH. Aetiology and treatment of anal fissure. Br J Surg 1996; 83:1335.)
Anal Fissür Etiyoloji:
Anal fissür genelde anal travmaya yol açan kabızlık, ishal, vajinal doğum ve anal seks üzere sebeplere bağlı gelişebileceği üzere crohn, kanser, granulamatöz hastalıklara bağlı olarak da gelişebilir.
Anal Fissür Semptomlar:
Anal fissürün en tipik bulgusu dışkılama sırasından şiddetli ağrıdır. Ağrı tipik olarak yırtılır şekilde yahut
Primary chronic fissures, respond to medical management, while chronic fissures more often require surgical intervention [1,7,12,13]. The medical and surgical management of anal fissure is discussed in detail separately. (See ‘Anal fissure: Medical management’ and ‘Anal fissure: Surgical management’.)
Secondary fissures require a detailed evaluation for and treatment of the underlying condition causing them (eg, Crohn disease). Those conditions are discussed separately. (See ‘Perianal Crohn disease’ and ‘Cutaneous manifestations of tuberculosis’, section on ‘Metastatic tuberculous abscesses’.)