Allah Kullarına Kötülük Yapar Mı ?

SULTAN

Global Mod
Global Mod
Allah Kullarına Kötülük Yapar Mı? Farklı Yaklaşımlar Üzerine Düşünceler

Merhaba dostlar,

Bugün biraz derin, biraz da kafa kurcalayan bir konuyu tartışmak istedim: Allah kullarına kötülük yapar mı?

Bu soruya verilen cevaplar kişiden kişiye, hatta cinsiyetler arasında bile değişiyor gibi. Kimileri bu meseleyi akılla, mantıkla çözmeye çalışırken; kimileri kalbiyle, duygularıyla, yaşadıklarıyla değerlendiriyor. Ben de hem erkeklerin genellikle objektif ve veri odaklı yaklaşımını, hem de kadınların duygusal ve toplumsal etkiler merkezli bakışlarını bir araya getirip sizlerle tartışmak istedim.

Sonuçta hepimiz aynı sorunun etrafında dönüyoruz:

Eğer Allah kötülük yapmazsa, neden kötü şeyler oluyor?

Eğer kötülükler oluyorsa, bunlar Allah’tan mı geliyor yoksa insanın kendi eliyle mi oluyor?

---

Erkeklerin Bakış Açısı: Objektif, Mantıksal ve Sebep-Sonuç Odaklı Yaklaşım

Forumda bu konuyu daha önce açtığımda erkek kullanıcıların yorumları genellikle aynı eksende birleşiyordu:

“Allah adildir, kötülük yapmaz. Görünürde kötü olan şeyler bile bir hikmet taşır.”

Erkekler bu meseleye çoğu zaman veri, mantık ve felsefi çıkarımlar üzerinden yaklaşıyorlar. Bir erkek kullanıcı şöyle demişti:

> “Kötülük, iyiliğin anlaşılması için gerekli bir zıtlıktır. Eğer kötülük olmasaydı, iyiliğin değeri kalmazdı.”

Bu görüş aslında klasik bir teodise (Tanrı’nın adaletini savunma) anlayışına dayanıyor.

Birçok erkek katılımcı Kur’an’daki şu ayete atıfta bulunuyor:

> “Sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir.” (Bakara 216)

Bu bakış açısına göre kötülük gibi görünen olaylar, aslında daha büyük bir iyiliğin parçası.

Örneğin, bir hastalık insana sabrı öğretir, bir kayıp insanı olgunlaştırır.

Dolayısıyla Allah’ın kullarına “kötülük” yaptığı değil, onları eğittiği, olgunlaştırdığı düşünülür.

Bazı erkek forumdaşlar ise daha determinist bir yaklaşımla olaya bakıyor:

> “Evrenin kanunları var, sebepler sonuçları doğuruyor. Allah sistemi kurmuş; kötülükler, insanların bu sistemi yanlış kullanmasından doğuyor.”

Bu görüşte “kötülük”, Allah’tan değil, insanın eylemlerinden kaynaklanıyor.

Allah kötülük yapmaz, ama kötülüğe izin verir çünkü insana özgür irade vermiştir.

Bu da aslında bir adalet gereğidir; insan seçim yapmazsa, iyi olmanın da anlamı kalmaz.

---

Kadınların Bakış Açısı: Duygusal, Empatik ve Toplumsal Etkiler Üzerinden Bir Değerlendirme

Kadın forumdaşlar ise konuyu genellikle yaşanmışlıklar, acılar ve duygusal derinlik üzerinden ele alıyorlar.

Birçok kadın kullanıcı şu noktaya dikkat çekiyor:

> “Tamam, Allah adildir ama çocukların, masumların çektiği acıların anlamı ne? Hangi ‘hikmet’ onları teselli eder?”

Bu sorular genellikle duygusal bir isyan değil, anlam arayışı içeriyor.

Kadınlar bu tür konularda daha çok merhamet ve adalet duygusu üzerinden düşünüyor.

Onlara göre mesele sadece “kötülüğün varlığı” değil; bu kötülüğün insan ruhunda bıraktığı iz.

Bazı kadın forum üyeleri, özellikle de toplumsal olaylara duyarlı olanlar, şöyle diyor:

> “Allah kötülük yapmaz ama toplumun kötülüğü Allah’ın adıyla meşrulaştırılıyor. Asıl problem burada.”

Bu bakış açısı, konuyu bireysel inançtan çıkarıp sosyolojik bir düzleme taşıyor.

Kadın kullanıcılar, Allah’a yönelik suçlamaların çoğunun aslında insanların dini yanlış yorumlamasından kaynaklandığını vurguluyorlar.

Örneğin:

- Kadına yönelik şiddet,

- Savaşlarda masumların ölmesi,

- Yoksulların ezilmesi…

Bu olaylar Allah’ın iradesiyle değil, insanın zulmüyle açıklanmalı.

Bir kadın kullanıcı şöyle yazmıştı:

> “Allah kötülük yapmaz ama kötülük yapanlara da hemen ceza vermiyor. Bu bizi sınamak için olabilir ama bazen dayanmak çok zor.”

Bu ifade, kadınların duygusal ve insani boyuta daha yakın düşündüğünü gösteriyor.

Onlar için Allah’ın adaleti, sadece soyut bir kavram değil; hayatta hissedilmesi gereken bir güven duygusu.

---

Felsefi Yaklaşım: Kötülüğün Kaynağı Nerede?

Konu derinleştikçe şu soru da ortaya çıkıyor:

Eğer Allah her şeye kadirse, neden kötülüğe izin veriyor?

Bu, asırlardır tartışılan bir teolojik paradoks:

- Allah her şeye gücü yetense, neden engel olmuyor?

- Eğer engel olmuyorsa, bu O’nun adaletini sorgulatmaz mı?

Erkek kullanıcılar genelde bu noktada “ilahi hikmet” kavramını öne çıkarıyorlar.

Kadın kullanıcılar ise “duygusal adalet” duygusunu vurguluyorlar — yani vicdanın tatmin olması gerektiğini.

Bir erkek forumdaş şöyle diyor:

> “Allah kötülüğe izin verir, çünkü özgür irade olmadan iyiliğin anlamı olmaz.”

Bir kadın forumdaş ise buna şöyle yanıt veriyor:

> “Ama çocukların acısı özgür iradeyle açıklanamaz. O zaman bu acıların anlamı ne?”

Bu iki yaklaşım aslında felsefi ve duygusal bakışların çarpışma noktası.

Belki de ikisi de haklı; çünkü insan akılla anlamaya çalışırken kalp de adalet arıyor.

---

Sonuç Yerine: Tartışmaya Açık Sorular

Konuya ne kadar derin inersek inelim, belki de kesin bir cevap bulmak imkânsız.

Ama tartışmak, sorgulamak, düşünmek — işte bunlar bizi olgunlaştırıyor.

O yüzden sizlere birkaç soru bırakmak istiyorum:

- Sizce Allah kötülüğe izin vermekle, insanı sorumluluk sahibi mi kılıyor?

- Kötülük olmadan iyilik anlamını yitirir mi?

- Duygularımız mı, aklımız mı bu soruya doğru cevabı verir?

- Ve en önemlisi: “kötülük” dediğimiz şey gerçekten kötülük mü, yoksa anlamını bilmediğimiz bir sınav mı?

Belki de Allah hiçbir zaman kullarına kötülük yapmaz; biz sadece kısa vadede kötü görünen şeylerin uzun vadeli iyiliğini henüz göremiyoruzdur.

Kim bilir?

Yine de tartışmaya açık — çünkü burada hepimiz aynı gemideyiz, aynı sorularla boğuşuyoruz.
 
Üst